Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Belki de zaman zaman hepimize “acaba takıntılı mıyım?” dedirten konudan bahsetmek istiyorum.

OKB, halk arasında takıntı hastalığı denilen, gündelik işlevleri kısıtlayan, kontrol altına alınamayan, tekrarlı düşünce veya davranışlarla karakterize bir kaygı bozukluğu türüdür. Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Hamilelik, doğum, şiddetli aile çatışması, iş yaşantısındaki problemlerin tetiklemesiyle başlayabilir. 

OKB genelde erkeklerde kontrol, kadınlarda ise temizlik takıntıları şeklinde gözlenmektedir. 

Obsesyon nedir? 

Kişinin istemsiz olarak aklına gelen, uzaklaştıramadığı düşünce veya imgelerdir. Günlük işlevleri bozacak kadar şiddetli ve sıktır. Yani bizim kafaya taktığımız ve sürekli kafamızda dönüp duran her türlü konudur diyebiliriz. 

En sık şüphecilik, kararsızlık, bulaşma, kirlilik korkuları görülür. 

Kompulsiyon nedir? 

Kişinin obsesyonundan kaynaklı sıkıntıyı azaltmak veya gidermek amacıyla yapmaya zorunlu hissettiği tekrarlayıcı davranışlardır. Kişi bu davranışları yerine getirmezse kötü bir olayla karşılaşacağına dair inanışlara sahiptir. 

Temizlik, düzen, sayı sayma, bazı eşyalardan uzak durma, bir eylemi belli sayıda yapma şeklinde görülür. 

OKB’de 4 ana belirti vardır:

1- Bulaşma: En sık görülenidir. Kişi kendisine idrar, toz, mikrop buluşacağını düşünür ve sık sık temizlik yapma, ellerini yıkama gibi davranışlar içerisine girer. Hatta ellerini öyle sık yıkarlar ki elleri kurur ve çatlar. Tabi bununla yetinmeyip etrafı da defalarca kez temizleyenlerin olduğu da aşikar. 

2- Kuşku: Kişi bazı işleri yapıp yapmadığına emin olamaz ve defalarca kontrol etme çabasına girer. Ocağın altını, ütünün fişini kontrol etme gibi davranışları defalarca yapabilir. Kısaca kişi bütün gününü kontrole harcar.

3- Cinsel yada saldırganlık düşüncesi: Kişi çocuğuna zarar vereceğini, öldüreceğini veya cinsel tacizde bulunacağını düşünür. 

4- Simetri ve kuralcılık: Kişi bazı durum ya da nesnelerin belirli bir düzen içinde olmasını ister. Bu düzeni değiştirmek imkansızdır ve başkası tarafından değiştirilse bile eski haline geri getirirler. Bu kişileri değiştirmek oldukça zordur. 

Genelde çocukluk döneminde katı tuvalet eğitimi, baskıcı ebeveynlikten dolayı bireysel yeterlilik duygularının gelişememesi, aşağılık duygularını barındırma, olabilecek felaketleri önleme amacı OKB’nin nedenleri arasında gösterilmekte. 

Bu bileğiydi ilk okuduğum zaman bana da çok ilginç gelmişti. Bu hastalarda beynin ön lobunda belirgin hareketlenme mevcuttur. Genetik anlamda OKB’ye neden olan bir gen tespit edilemese bile OKB’li bir bireyin yakınlarında da görülmesinde artış saptamışlardır. 

OKB tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi ile paralel giden bir tedavi uygulamak gereklidir. Bazı antidepresan türevleri (SSRI grubu) ve bilişsel davranışçı terapi, bu hastalarda olumlu sonuçlar vermiştir. 

OKB hastaları erteleme, değişimden korkma ve başkalarının kendilerini kontrol etmeleri durumuna karşı oldukça hassastır. Bu yüzden onları suçlamamak gerekir. Bu hastalık bir irade zayıflığı da değildir. Bulaşıcı bir hastalık değildir ve tedavisi mevcuttur. 

Umarım aydınlatıcı bir yazı olmuştur. OKB hayatımızda büyük engeller teşkil edici bir hastalıktır. Bir profesyonelden yardım almaktan çekinmeyin. Hayatınız çekilmez olmasın. Hayatınızı siz yönetin, hastalıklar  değil… 

Yayınlayan

HemMeltemAlnn

Psikiyatri kliniğinde hemşireyim. Daha önce Özel Kapadokya Hastanesi psikiyatri servisinde opioid bağımlıları üzerine çalıştım. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Kadın Psikiyatri servisinde çalıştım. Şuan NKÜ Araştırma hastanesinde psikiyatri servisinde çalışıyorum.Temel psikoloji, genel psikoloji, madde bağımlılığı ve psikiyatrik hastalıklar konulu sertifikalarım mevcuttur. Psikiyatri üzerine kendimi geliştirmek, kendimi geliştirirken de sahip olduğum bileğileri sizinle paylaşmak istiyorum.

Yorum bırakın